Yardim etmek
Sorunu sor hemen cevaplansın.
yardim etmek teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- yardım etmek
- help
There is not much I can do to help, I am afraid.
-Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
Child as he was, he worked hard to help his mother.
-O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
- yardım etmek
- assist
Tom will be assigned to assist you.
-Tom sana yardım etmek için görevlendirilecek.
They came to our assistance.
-Onlar bize yardım etmek için geldiler.
- yardım etmek
- aid
The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
-Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
- yardım etmek
- bear a hand
- yardım etmek
- hand
She devoted her life to helping the handicapped.
-O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
I would really like to help you, but my hands are tied.
-Gerçekten sana yardım etmek isterim, ama ellerim bağlı.
- yardım etmek
- (Hukuk) assist with (to), contribute to, grant assistance
- yardım etmek
- befriend
- yardım etmek
- bear smb. out
- yardım etmek
- service
- yardım etmek
- lend oneself to
- yardım etmek
- lend help to
- yardım etmek
- support
Tom doesn't make enough money to support his family.
-Tom ailesine yardım etmek için yeterli para kazanmıyor.
- yardım etmek
- a) to help, to assist, to aid, to succour, to succor b) (suça) to abet
- yardım etmek
- afford assistance
- yardım etmek
- give smb. a lift
- yardım etmek
- comfort
- yardım etmek
- pull through
- yardım etmek
- 1. to help, aid, assist. 2. to encourage, foster, abet
- yardım etmek
- bear up
- yardım etmek
- second
- yardım etmek
- bear out
- yardım etmek
- further
- yardım etmek
- lend assistance
- yardım etmek
- lend a hand
Tom's only too happy to lend a hand where necessary.
-Tom sadece gerektiği yerde yardım etmekten çok mutlu.
- yardım etmek
- succor
- yardım etmek
- facilitate
- yardım etmek
- corroborate
- yardım etmek
- (Ticaret) boost">(Ticaret) boost
- yardım etmek
- advance
- yardım etmek
- be of assistance
- yardım etmek
- conduce
- yardım etmek
- contribute
- yardım etmek
- tide over
- yardım etmek
- conduce to
- yardım etmek
- abet
- yardım etmek
- cheer
- yardım etmek
- lend a hand to
- yardım etmek
- carry
The box was so heavy that Tom had to help Mary carry it home.
-Kutu o kadar ağırdı ki Tom Mary'nin onu eve götürmesine yardım etmek zorunda kaldı.
- yardım etmek
- conduce toward
- yardım etmek
- do someone good
- yardım etmek
- to help
The boy cried Wolf, wolf! and the villagers came out to help him.
-Kurt, kurt diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.
He will be only too glad to help you.
-Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.
- yardım etmek
- make oneself useful
- yardım etmek
- bestead
- yardım etmek
- minister
- yardım etmek
- give smb. a leg up
- yardım etmek
- give a hand
- yardım etmek
- be of use
- yardım etmek
- back
Tom sent me back to help.
-Tom yardım etmek için beni geri gönderdi.
Tom is the only one who came back to help.
-Tom yardım etmek için dönen tek kişi.
- yardım etmek
- give a leg up
- yardım etmek
- see through
- yardım etme
- {i} helping
Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
-Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
I don't suppose you'd consider helping Tom.
-Tom'a yardım etmeyi düşündüğünü sanmıyorum.
- yardım et
- {f} helping
Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
-Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
Thank you for helping me. Don't mention it.
-Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir şey değil.
- yardım et
- {f} aid
The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
-Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
They came to our aid at once.
-Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
- yardım etme
- accommodation
- yardım et
- conduce to
- yardım et
- help&
- yardım et
- conduce
- yardım et
- {f} help
Yesterday I helped the father.
-Dün babama yardım ettim.
I am always ready to help you.
-Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
- yardım et
- {f} succour
- yardım et
- tide over
- yardım et
- {f} succor
- yardım et
- {f} assist
She assisted her brother with his homework.
-Erkek kardeşine ev ödevinde yardım etti.
I assisted her in moving the furniture.
-Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.
- atlamasına yardım etmek
- give smb. a leg up
- gelişmesine yardım etmek
- (Hukuk) foster">(Hukuk) foster
- yardım et
- tideover
- yardım etme
- boost
İlgili Terimler
yardim etmek teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- yardım etmek
- ianet
- Yardım etmek
- (Osmanlı Dönemi) REFD
- Yardım etmek
- (Osmanlı Dönemi) VİZARE
- Yardım etmek
- muavenet etmek
- Yardım etme
- (Osmanlı Dönemi) MUAZADE
- Yardım etme
- (Osmanlı Dönemi) İ'TİYAN
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.